Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bir Neslin Romanı

Anadolu gencinin öyküsü ne derece yazılmıştır? Yazıldıysa ne kadar okunmuştur? Eksikliğin sebebi hikmeti nedir? Dünün gencinin, bugünün gencinin, hatta yarının gencinin... Edebi dünyamızda en büyük eksik desek yeridir belki de. Geç algılamış olsam da şahsıma göre entellektüelliğe doğru adım atma peşinde olan kişi meseleye evvela edebiyatla girmelidir. Özellikle de romanlar... Tabi ki her romanın toplumsal bir ayna olabileceğini iddia edecek değilim. Fakat bir romanı zaman ötesine taşıyan temel özelliği ayna oluşudur. Büyük klasiklerden anladığımız budur gördüğümüz kadarıyla. Her ne kadar "Bizim romanlarımız, şarkılarımızdır." demiş olsa da Yahya Kemal'in bu tespiti ramanın tüketici popülerliği içerisinde gözden kaçmaya mahkum olmaktadır. Şiirimiz de, şarkımız da türkümüz de anlık tüketim dolayısıyla üstadın belirttiği algıyla düşünülmemektedir. Fakat bizim kendi romanımızın sayısı az olduğu için henüz bu alan yıllardır nadasa bırakılmış tarla mesabesindedir. Türkiye
Bizim nesil az buçuk Jöntürkler'e benzer. Bilgiye açlık hususunda benzetmemiz pekte mantıklı görünmeyebilir ancak geçiş dönemi yaşaması bakımından aynı kategoriye sokulur. Dünün fikirlerin hızı ve girdabında savrulan, dünya da en değerli şeyin fikir olduğu günleri yaşayan Jöntürk'ünden bugünün sosyal imgelerinin ve toplumun yaşayış biçiminin, değerler bütünün hızı ve girdabında savrulan gençliğiyiz bizler. Onlar da geçmişe yabancıydı, bizler de. Çağı kavrayamayıp, bu kabahat yetmezmiş gibi çağı yakalamanın uzaklardakiler gibi olmaya çalışmak olduğunu zannetme gafleti yine ikimizde de var.  Uzunca bir aradan sonra üç beş satırlık bu notu da ileri de üstüne düşünmek kaydıyla buraya koyalım ve aklımızda ki soruyu kendi kendimize soralım: -Bizim nesil öncekilerin içinden çıkan bir deha gibi, kendi neslini ve geçmişi homojenlikten de öte kimyasal bir tepkimeye sokabilecek bir Yahya Kemal sahibi olacak mı?