İdeoloji sahibi olan insanları bir özelliğidir; kendi varlığını
davasıyla, kutsiyet atfettiği değerlerle bütünleştirmek.
İdeolojik ajitasyonun en büyük kutsiyet yaratma aracıdır bu
husus. "Ben öleceğim bütün ezilen halklar doğacak",
"Beni değil, ümmeti yargılıyorsunuz!", "Binlerce
yıllık bir tarihe, bu millete borcumuzdur bu can!" gibi
örnekler verebiliriz. Siyasal düşüncelerin insan psikolojisinin
neden merkezinde olduğu, yani bir bireyin neden aşırı politize
veya apolitik olduğu başlı başına bir uzmanlık alanı ama
diyebiliriz ki siyaset insanın salt yönetme duygusuyla ilgili
değil. Zaten verdiğimiz örneklerden yola çıkacak olursak meydan
okumalar ait olma dürtüsüyle alakalı gözükmekte. Kendisini
adadığı halkın, milletin, dinin bir parçası; hatta daha da
ötesi olarak parçadan ziyade simgesi olarak görüyor ve
bünyesindeki egoyu da bu şekilde tatmin edebiliyor.
İnsanoğlu kendini bildi bileli hiçbir ego tatminle uslanmış ve
kanaatkâr olmuş değildir. Zira kibir kendisi harici bütün isim
ve fiilleri kendisine ait hizmet aracı görür. Bu yüzden de
kitlesel bir ideolojik harekette dahi kibir aidiyeti bulmakla
yetinmez, kendi varlığını koca dava ile bir görür. Yani millet,
devlet, ezilen halklar onun benliğinde iyi temsil edilmektedir. Bu
duygunun da bir sonraki evresi kişiye birşey olursa temsil ettiği
değerlerin beka sorunu yaşama olasılığıdır. Yani egoya, kibre
birşey olduğu vakit ümmet sıkıntıya girecektir. Ona yapılan
haksızlık, ki bu haksızlık trafikte yer vermeme dahi olabilir,
ümmete/millete/halka/çevreciye vs. Yapılmıştır. Ona gösterilen
tepki onun şahsında herkese gösterilmiş tepkidir. Bu durum kuru
bir ajitasyon değildir. Kibrin akla galip gelmesidir. Kibir insan
aklına öyle hükmeder ki akıl hükmolunduğunun farkına bile
varmaz. Çünkü kibir her metodu insan melaikelerini yönlendirmek
için rahatlıkla kullanabilir.
Diyeceğim odur ki; bugün kendini adadığı davası olanlar
sandıkları kadar da önemli değiller maalesef. Onlar olmasa da
halklar yerinde duracaktır, ümmetin durumu onların haksızlığa
uğramasıyla ilgili değildir veya milletin şaşalı günleri onlar
yönetim imkanı bulamıyor diye uzakta değildir. Kimse milyonlarca
insanın kaderini bünyesinde toplamaz. (peygamberler ve tarihe mal
olanlar hariç) Tarihe mal olmak isteyerek tarihe mal olamazsınız.
Siz olmazsanız da tarih eksik kalmış olmaz.
Yorumlar
Yorum Gönder